Dünya, küresel ölçekte kırılmaların, sessiz felaketlerin ve diplomatik açmazların içinde savruluyor. Sadece coğrafyalar değil; vicdanlar, hukuk sistemleri ve uluslararası dengeler de büyük bir testten geçiyor. Son gelişmelerin merkezinde üç önemli cephe var: Gazze, Rusya-ABD gerilimi ve Ukrayna savaşı.
Bu üç kriz odağı, her biri kendi içinde bir trajedi barındırsa da, ortak bir noktada buluşuyor: Donald Trump’ın yeniden şekillendirdiği dünya düzeni.
Gazze: Açlığın ve Sessizliğin Coğrafyası
Gazze, bugün dünyanın en ağır insani krizlerinden birine sahne oluyor. Açlık, susuzluk, tıbbi yetersizlik… Ancak daha kötüsü, dünyanın bu sessiz çığlığa karşı duyarsızlığı.
Binlerce sivil, yardım beklerken hayatını kaybediyor. Çocuklar yetersiz beslenmeden ölüyor. Ve uluslararası toplum sadece seyrediyor.
Trump’ın bu krize yaklaşımı ise oldukça net: İsrail’e kayıtsız destek. Yardım koridorlarına yönelik saldırılara sessiz kalınması, Trump’ın dış politik çizgisinin yalnızca stratejik değil, ahlaki bir boşluk da barındırdığını gösteriyor.
ABD–Rusya Gerilimi: Nükleer Satranç Tahtası
Rusya ile ABD arasındaki tansiyon yeniden tırmanışta. Trump, Rusya’nın söylemlerine karşılık olarak iki nükleer denizaltıyı hareket ettirdi. Bu adım sadece bir savunma refleksi değil, aynı zamanda bir güç gösterisi.
Putin cephesinde de gerilim artıyor. Belarus sınırındaki askeri hareketlilik, “soğuk savaş” söylemlerinin ötesine geçmeye başladı.
Dünya, nükleer gölgenin yeniden uzandığı bir dönemin eşiğinde. Ve bu restleşmenin kaybedeni, her zaman olduğu gibi yine sivil halklar olabilir.
Ukrayna: Bitmeyen Acı, Tükenen Umut
Ukrayna’da ise savaş artık yeni bir normale dönüşmüş durumda. Her yeni gün, bir başka saldırı, bir başka enkaz, bir başka cenaze haberi getiriyor.
Zelenskiy’nin barış çağrıları havada kalıyor. Çünkü dünya bu savaşa alıştı. Diplomatik yorgunluk, empati eksikliğine dönüşmüş durumda.
Trump’ın bu konudaki tavrı ise çelişkili: Bir yandan “Bu bizim savaşımız değil” diyerek mesafe koyarken, diğer yandan Rusya’ya karşı sert söylemlerle seçmenini konsolide etmeye çalışıyor.
Son Söz: Bu Düzenin Bedelini Kim Ödüyor?
Gazze, Ukrayna, Rusya… Üç farklı cephe ama aynı sistemin parçaları. Gücün kutsandığı, vicdanın bastırıldığı ve adaletin sadece güçlüye işlediği bir düzen.
Trump’ın geri dönüşü, bu düzenin sarsılmadığını, aksine daha da sertleştiğini gösteriyor. Bugün yaşanan krizler, sadece jeopolitik değil; ahlaki bir çöküşün de göstergesi.
Ve bu oyunun en ağır bedelini, yine masada olmayanlar — halklar, çocuklar, siviller — ödüyor.
